11 Şubat 2014 Salı

Çocuğun ihtiyacı nedir?


Çocuğun İhtiyacı Nedir?

Çocuk yetiştirmede "ölçü", çocuğun ihtiyaçlarının nasıl karşılandığıdır. Çocuğun temel ihtiyaçlarını karşılamaya dönük yaklaşımlar var mı? Örneğin, 3 aylık bir bebeği koynunuza almakla, 9 yaşında bir çocuğu koynunuza alıp kocanızı içeri odaya göndermek arasında bir fark var. Özellikle yaşa göre değişen ihtiyaçları karşılayıp karşılamadığınız birinci ölçü. İkinci ölçü ise, bütün bunların ne kadarını kendi kolayımıza gittiği için ya da kafamızdaki ideolojileri uyduğu için yapıp, ne kadarını gerçekten bu çocuğun buna ihtiyacı var diye yaptığımız. Bu soruyu sormak çok önemli. Aksi takdirde, bir çok anne-baba kendi hoşlarına giden, yaşamlarına uyan (rahatlarını kaçırmayan) önerileri benimsiyor ve uyguluyorlar.
Aslında anne babalık bir anlamda bir vazgeçiş içeriyor. Bazı temel doğru bildiklerimizden vazgeçmeyi getiriyor. Neden vazgeçiyoruz? Çocuğun ihtiyaçlarına uymadığını gördüğümüz için vazgeçebiliyoruz. Çocuğun ihtiyacının ne olduğunu sezmek önemlidir. Örneğin, 2.5-4 yaş arası özerkliğin kazanıldığı zaman, o nedenle çocuk bir yandan bize yapışırken bir yandan da bağımsız olmak istiyor. O çelişkiyi yaşıyor; yani hem uzaklaşayım ve bağımsız olayım ama aynı zamanda da kopmayayım. Bunu da en çok ayrılık anlarında hissediyorsunuz. Uykuya gidişinde, okula göndermekte, sizin sabahleyin çıkıp işe gitmenizdeki gibi birçok olayda daha çok hissedilir. O anları nasıl yönettiğinize bağlı. O anda sizin çocuğunuzun ihtiyacı size yapışmak gibi gelebilir. Ama temel ihtiyacı size yapışmak mıdır, yoksa bağımsızlığını kazanmak mı? Bu durum, yüzme öğrettiğiniz bir çocuğun yüzebilmesi için ona yardım etmenize benzer, genelde öncelikle boynunuza asılır. Siz "Bu istemiyor" deyip çıkacak mısınız, yoksa onu cesaretlendirerek, yüreklendirerek sizden bir parça bağımsız olarak kulaç atmasını sağlayacak mısınız? Çocuk istemiyor demek aslında işin kolayı. Orada ekstra 15-20 dakika uğraşmanız lazım, hatta bazı durumlarda defalarca uğraşmanız lazım. Ama biz, bir an önce dönüp şezlongumuza yatmak istiyorsak, "Aaa, zaten çocuğu üzmeyelim, ağlatmayalım, yüzmese de olur, gelecek sene öğrenir" diyebiliriz.
Doğar doğmaz çocuğunu ilkokula yazdıran anne, babalar orada ileriye bakıyorlar da, niye bu tür konularda bakmıyorlar diye düşünebilirsiniz. Çünkü orada bir şey yapmanız gerekmiyor, gidip ismini yazdırıyorsunuz. Pek zor değil. Ben kolaycılığa kaçmanın doğru olmadığını düşünüyorum. Fakat, kolay ile basit aynı şey değil. Doğal annelik basittir, yalındır, süssüzdür, işin özüne dönüktür. Ama kolaycı annelik ya da babalık, çocuğun ihtiyaçlarına göre değil, daha çok anne babanın ihtiyaçlarına göre şekillenen anne babalıktır. Örneğin, bizim canımız akşam geç saatlere kadar dışarıda arkadaşlarımızla oturmak istiyor. Çocuğumuz da sürünüyor ortalıkta, "Canım bunun önemi yok, böyle alışsın istiyoruz" diye bir açıklama yapıyoruz. Çocuğun ihtiyacı bu mudur? (örn. 2 yaşında bir çocuğun ihtiyacı gece geç saatlere kadar rakı sofrasında oturmak değil). Sofrayı bırakıp "Arkadaşlar biz kaçıyoruz, sabaha görüşürüz" deyip kalkabilmek bu işin ideali elbette. Ama madem idealler üzerine konuşuyoruz, ideal bizim kafamızdaki değil. Çocuğa bakarsanız, o bize zaten ideal ile ilgili konuda yol gösteriyor.