Dağınık, Dalgın,
Sabırsız[i]
“… Dikkatim dağınık, çok
dalgınım. Unutkanım, belki de hatırlamam gerekenler çok fazla geliyor. Hiç bir
şeye yetişemiyor, hiç bir ödevimi/işimi zamanında tamamlayamıyorum. Plansızca
hareket ettiğimi söylüyorlar. Sonrasını düşünmeden...
Dikkat eksikliği-hiperaktivite
bozukluğu (DEHB) olarak tanılanmış bir çocuk, genç ya da yetişkin ile
psikiyatrının görüşmesine kulak misafiri olanlar, yukarıdakine benzer bir çok
yaşantı ayrıntısını öğrenirler. Kişinin yaşına göre ön plana çıkan meseleler
değişebilir. Kişi bir çocuk ise, ders dinleme, sınıf ya da ev düzenine uyma,
ödevler ve sınavlar, bu uyumsuzluklar ya da görevlerden kaçınma sebebiyle
öğretmeni ya da anne-babası ile ilişkilerinde zorlanmalar ağır basar. Çok küçük
bir çocuk bu davranışları yaşıyor ise, dil gelişimi gecikebilir, ya da yuvaya
ayak uydurmakta zorlanabilir.
‘.. Çok sıcakkanlıyım, kolayca
arkadaş oluyorum, ama nedense arkadaşlıklarım (ilişkilerim) pek uzun sürmüyor.
Ya da, istediğim kadar derin olmuyor. Annem, babam yanlış kişilerle arkadaş
olduğumu söylemiştir hep. Sınıfta arkadaşlarımı güldürmekte, ders kaynatmakta
üstüme yoktu. Okul hayatında başarısız, iş hayatında başarılı olan bir çok kişi
vardı. Ben de, öyle olurum diye düşünmüştüm.’
Okula başlangıç döneminde ise
okuma yazmada gecikme, okul çağında diğer çocuklara kendini kabul ettirmek için
zor kullanmaktan başka yol bilemediğinden yalnızlaşma, ön plana geçebilir.
Ergenlik döneminde, yerinde
duramama, kıpır kıpırlık genellikle geri gelmemek üzere kaybolur. Yerini
telaşa, aceleciliğe, gerginliğe ya da karamsarlığa (görünürde bir
“iyimser”liğe, her şeyin kendiliğinden hallolacağına olan bir inanca) bırakır. Dalgınlık,
plansızlık, dağınıklık etkisini arttırarak sürer. Hayatın yükleri ve
sorumlulukları çoğaldıkça, yetişememe, yetememe kaynaklı sorunlar artar.
‘… Sabırsızım, beklemek en
büyük eziyet. İçimden geleni yapmak istiyorum; yaptıklarıma sonradan dönüp
baktığımda sonuçlarını pek iyi hesap edememiş olduğumu görüyor, pişman
oluyorum.’
DEHB tanısı alanların (ya da
almaya uygun davranış ve gelişim profili gösteren çocukların) en az üçte biri
ergenlikten başlayarak yetişkin yaşlara sarktıkça çapraşıklaşan, hayatın her
alanını etkileyen bir sorun yumağıyla, kaynağını nedenini bilemedikleri bir kaygı ve gerilim duygusuyla
karşılaşurlar.
‘… İşin kolayını,
kestirmesini bulmakta ustayımdır. Ama bu
bir problem olabiliyor, pek doğru sayılmayan yollardan gittiğim için başımın
derde girdiği olmuştur. Tutkuyla bağlandığım uğraşlarımdan bir süre sonra
sıkılmış buluyorum kendimi.’
Ödev tesliminde zorlanan öğrenci,
taahhütleri, projeleri tamamlamakta zorlanan ya da borçları zamanında ödemekte
zorlanan bir birey olarak devam edebilir. Paranın idaresi, ailenin sürdürümü,
eş ve çocuklarla ilişkiler, bir türlü istendiği ya da hayal edildiği gibi
olmaz, hep bir problem çıkar. Sorumsuzluk, sabırsızlık gibi özellikler
çocukluktan ergenliğe ve yetişkinliğe
devam eden etiketler olarak “hiperaktif çocuk”un üzerinde kalır.
‘…Nereden girdim bu işe,
dediğim çok olur. Çabuk heveslenir, hevesimi de çabuk kaybederim Hayatıma dönüp baktığımda, büyük heveslerle
başlanmış ama yarım kalmış ilişkilerle, tamamlanmamış işlerle, eksik gedik
projelerle doldurmuş olduğumu görüyorum.”
Belki sorunların hepsini, her birini aynı anda ve
aynı kişide bir arada görmezsiniz. Hayatın değişik dönemlerinde öne çıkan
problem davranışların ortak paydası, görev ve sorumluluk niteliği taşıyan (keyif
ya da zevkin bize pek yardım etmediği) durumlarda ortaya çıkmalarıdır. Kişinin yaşına ve içinde olduğu yaşam
dönemine bağlı olarak DEHB okul, aile, arkadaşlık, iş ve toplumla ilişkiler
alanında zorluklar yaratır.
DEHB’nin tedavi edilmesi, gelişimin yolunun açılması
bu zorlukları önlemek, çocuğun ve ergenin hayattan hakkını alabilmesi için bir
gereklilik olarak ortaya çıkabilir. “Dikkati bırakalım dağınık mı kalsın, yoksa
düzeltilmesi için yardım mı edelim?”in cevabı, psikiyatrın aile ve çocuk/ergen
ya da bizzat yetişkinin kendisi ile beraber durumu değerlendirip vereceği
karara bağlı olacaktır.
Peki, herkeste
olabilecek bu dağınıklık, plansızlık, neden bir problem sayılır? Bu da bir başka
modern zaman icadı mı? Dikkat eksikliği, dağınıklık ya da
acelecilik gibi hepimizin zaman zaman gösterebildiği tipte davranışları bir
sendrom olarak ele almak bir çoğumuza
zor anlaşılır gelebilir. DEHB’deki fark, bu herkeste olabilecek cinsten
davranışsal sorunları toplumun yaklaşık yüzde 5-8’inde neredeyse sürekli,
birden çok ortamda ve bireyin görev ve sorumluluklarını yerine getirmesini,
gelişimini ve toplumsal hayatta yer almasını engelleyici biçimde yaşanmasındadır.
DEHB gelişimin temel ilkelerinden birisi olan hayatın zorluklarına
dayanıklılığın gelişmesine (ve buna dayalı olan özgüvenin inşasına) fırsat
vermemektedir.
[i]
Bu yazıyı ‘Hiperaktif Çocuk Okulda’
(Doğan Kitap, 2011; YY) kitabıma sunuş yazımı güncelleyerek Şalom gazetesi için
Mart 2013’te kaleme aldım.