"Özgür” çocuk yetiştirmek, özgürlüğü elinden alınarak yetişmiş gençlerin anne-baba olduklarındaki “ideal”leri. İsimleri kulağa güzel gelen özgür çocuklara baktığımızda ne görebiliriz? Bazen amaçsızca oradan oraya koşuşturan bir ufaklık... Bazen sağa sola özgürce zarar veren, bunu da “ne olacak ki?” diyerek açıklayan bir ergen. Babası kırmızı ışıkta geçmeyi topluma isyan olarak, annesi kuyrukta ön sıraya “kaynamayı” özgürlük mücadelesi olarak görüyorsa, “özgür” çocuk da zayıf bulduğu çocuğu ezmeyi “o da karşı koyma özgürlüğünü kullansaydı,” diyerek açıklayabiliyor. Bu gerçek olaylar, anlamsız sorumluluklar altına sokmaktan çekinmediğimiz çocukların bulabildikleri özgürlüğü anlatıyor.
Orta bir yurttaşlık dersinde bir ilke öğrenmiştik, hâlâ doğru olduğunu düşünüyorum: Özgür olmanın sınırı başkalarının özgürlüğüdür.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder